Hep yazıyoruz. Ama geçtiğimiz Ramazan Bayramı’nda kimsesizliğin, yalnızlığın camdan dışarı bakmanın ne demek olduğunu Covid-19 yani koronavirüs hepimize acı bir şekilde yaşattı. Hastanelerde yatanlar, yoğun bakım veya entübe olanlarla birlikte can kayıplarımız oldu. Sevdiklerimizden ayırdı bizi bu illet. Kaybettiklerimize Allah’tan rahmet, hastalarımıza acil şifalar diliyorum.
Tabiri caizse “Siz misiniz?” dedi, anayı babayı ziyaret etmeyip te tatile giden. Bakın kapımızın önüne dahi çıkamadık. Bırakın dost akrabayı yan komşumuza bile “Hayırlı Bayramlar” dileyemedik. Bu müstesna günlerin ne kadar önemli olduğunu korona’lı günlerde bir kez daha anladık. Hadi bu ders bize son olsun. Hayat bize böyle acılı günleri bir daha yaşatmasın. Allah’a tövbe edelim. Birliğimize beraberliğimize sıkı sıkıya sarılalım.
Temizlik, Maske ve Mesafe (TAMAM) kurallarına uyalım. Bu bayram sevdiklerimize kavuşalım. Kurallara uyalım ki sevdiklerimizle birlikte neşe ve sevinç içerisinde bir bayram geçirelim. Malum Kurban Bayramı, kurbanlarımızı hijyen kuralları çerçevesinde keselim. Hayat değerlidir. Paylaşırken de hijyene uyalım. Hayır dağıtalım derken hastalık dağıtmayalım. Hep birlikte yaşayacağımız çok güzel günlerimiz var, inşallah.
Korona’lı günler son bulsun. Hayat eskisi gibi neşe, mutluluk ve huzur dolu olsun. Bunun için yapacak çok şeyimiz var. Öncelikle biz kim olduğumuzun farkına varacağız. Türk olmanın Yüceliğinin, Müslümanlığın Asaletinin gereğini yerine getireceğiz. Dahili ve harici bedbahtlara karşı birlik ve beraberlik içinde bulunalım. Zalime Alp, Mazluma Eren olacağız. Ceddimiz yüzyıllarca bu şuur içerisinde hüküm sürmüştür, bizde aynı şekilde devam edelim.
Bakın yüzyıllar geçse de düşman aynı düşman. İsimler değişiyor ama hedefleri değişmiyor. Türk İslam dünyasına karşı dünya bir araya geliyorsa, bizde Türk İslam dünyası olarak bir araya gelelim. Dünya görüşlerimiz farklı olabilir ama biz kim olduğumuzun farkına varalım. Ayasofya Camimizin açılışını yaptık diye dünya kudurdu. Onlar bizim güçlenmemizi istemiyor. Bölünüp parçalanmamızı birbirimize düşmemizi bekliyor ama nafile. Bizim için devlet ebed müddettir. Birliğimize nifak sokmak isteyenler de hayallerini bile kuramadan milletimizin sağ duyusu sayesinde yok olacaktırlar.
Gelin bu bayram hepimiz için bayram olsun. Kurbanlarımızı huşu içerisinde keselim. Kontrollü sosyal hayat kapsamında sosyal mesafeli, maskeli ama dostluklarımız maskesiz, duygularımız mesafesiz olsun. Gönül selamıyla kucaklaşalım. Bulunduğumuz ortamları sık sık havalandıralım ki havamız bozulmasın. Daha güzel ve mutlu günlerimiz için biraz daha sabır.
Dostlukların sıcak olduğu, çocukların sokaklarda koşup oynadığı, insanların birbirini düşündüğü, komşusu aç iken tok yatmayanların olduğu kısaca insanların birbirlerinin dertleriyle hemhal olduğu mutlu, mesut günlerin bir an önce gelmesi temennisiyle.
Bayramlar barışmaktır. Bayramlar kucaklaşmaktır. Bayramlar paylaşmaktır. Bayramlar varlıkla yokluğun bir araya gelmesidir. Bu duygu ve düşüncelerle Yüce Türk Milletinin ve Asil Müslümanların Kurban Bayramı’nı en içten dileklerimle kutlarım.
Kanuni Sultan Süleyman’ın dediği gibi, “Muteber bir nesne yok Devlet gibi, Olmaya Devlet cihanda bir nefes Sıhhat Gibi”
Sağlıcakla Kalın…